SON DAKİKA
Hava Durumu

SAVRULUYORUZ…

Yazının Giriş Tarihi: 03.06.2025 12:20
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.06.2025 12:21

3 Kasım 2022’de (Zaman zaman yapılan açıklamalara dayandırılarak özellikle dış mihraklı oyunlar ile) işbaşına getirilen 58. Hükümet (Abdullah Gül Hükümeti) ve akabinde 59. Hükümetle (Recep Tayyip Erdoğan Hükümeti) ile bugünlere getirilen iktidar yürüyüşü maalesef ki 23 yıllık çabalarıyla meyvelerini yavaş yavaş toplamaya başladılar.

Hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hem de muhalefetteki partilerin uykulu hali ülkemizi bu çıkmaza getirdi.

Artık hiçbir kimsenin de yapabileceği bir şey yok.

Zira artık kantarın topuzu kaçtı.

Muhalefet yapmasını bilmeyen sadece ekranlara çıkarak birkaç eleştirel konuşmalar yaparak muhalefet yaptıklarına inanan muhalefet partileriyle, dünyaya at gözlükleriyle bakan, ülkedeki gelişmeleri çözümleyemeyen bu halktan daha fazla bir şeyler bekleyebilmek abesle iştigal olur.

Elbette ki bu halk bundan sonraki gelişmelere de sadece seyirci kalacaklardır.

Zira Recep Tayyip Erdoğan’ın her zaman söylediği gibi “Atı alan. Üsküdar’ı çoktan geçti”

Ülkeyi istedikleri istikamete götürebilecek güçlere sahip oldular.

Yani Vesayet tamamen kendi ellerinde.

Bakanlıklar, Vekillikler, Bürokrasi, Adalet - Yargı

Erki, Emniyet, Silahlı Kuvvetler, aklınıza hangi kurum veya kuruluş geliyorsa tek söz hâkimi şu andaki iktidar ve Cumhurbaşkanı.

Bundan sonraki seçimlerde de muhalefet partilerinden herhangi bir şey beklemek tamamen fazla iyimserlik olur.

Zaten son seçim sonuçlarından da bu belli değil mi?

İktidarın kaybetti neredeyse bütün belediyeler çalışamaz hale getirildi.

Getirilmeye de devam ediliyor.

Kısacası ülkemizde bu iktidarın dışında hiçbir erk’in konuşlanması beklenemez.

Her yerde ve her şeyde tek söz hâkimi iktidar ve avaneleri oldu olmaya da devam ediyor..

Bu tren çoktaaannn kaçtı.

Özellikle son mahalli idareler seçimlerinde Akşener ve Kılıçdaroğlu kendi kişisel menfaatleri doğrultusunda her şeyi sonlandırarak ülkenin altına dinamit koydular..

Bundan sonra her şey iktidar için çok daha kolay oldu, olmaya da devam edecektir.

Ne cefakârlıklarla kurulan bu ülke ne yazık ki her şeyini kaybetme noktasına geldi.

Bütün iktisadi işletmeler özelleştirilerek satıldı.

Ülke Sanayisi nereden bakarsanız bakın kan ağlıyor.

Tarım ve Hayvancılık tamamen bitti.

Çiftçi borçlandırılarak ekip-biçemez hale geldi.

Eskiden Tarımda dünya ülkeleri arasında kendi kendine yetebilen ilk 7 ülkeden biri durumundayken, şu anda hayvanlarımızın yediği samana kadar dışarıdan ithal eder duruma getirildik.

Bütün şeker fabrikalarımız yok pahasına satılarak dışarıdan glikozlu şeker ithalatına para öder olduk.

Bırakın ithal etmeyi daha vahim bir tablo var.

Sattığımız dokuz adet Şeker Fabrikasının ederi karşılığında şimdilik sadece bir yıllık şeker ithalatını karşılayabiliyoruz. Bu sadece bir örnek.

Eğitim tamamen çöktü.

Eğitim yuvaları, eğitim ve öğretimden yoksun sadece diploma sahibi olabilme aracı oldu.

Hatta ve hatta durum daha da vahim boyutlara ulaşarak hiç okula gitmeyerek diploma sahibi olanlarla eğitime tamamen neşter vuruldu.

Eğitimin tek elden devlet tarafından verilmesi gerekirken her türlü rant uğuruna özelleştirilmesi, yüzlerce özel okulların, özel dershanelerin açılması eğitime en büyük darbeyi vurdu.

İşsizlik had safhaya ulaştı.

İktidar tarafından bir yakınınız yoksa istediğiniz yerden en yüksek puanlarla diplomanız da olsa iş sahibi olabilme imkânınız elinizden alındı.

Binlerce diplomalı gençlerimiz iş umudu için beklerken Mülakat safsatası ile her türlü isteklerini yaptırabilecekleri kafaları tıntın olan kafası zırcahil insanlar işbaşı yaptırıldı, yaptırılmaya da devam ediliyor.

Çürümüşlük her konuda had safhada.

Sağlık deseniz, her yönüyle çökmüş durumda.

Bırakın tedavi olabilmeyi, tedavi olabilecek randevuyu alabilmek bile imkânsız hale geldi…

Sözüm ona bazı akl-ı evveller hala eskiden muayene olabilmek için sabahlara kadar hastane kuyruklarında beklediklerinden dem vuruyorlar.

Oysa ki; o kuyruklarda bekleyenler bile o günün içerisinde mutlaka doktoru ile sıkıntılarını görüşüp bir çözüme kavuşturabiliyorlardı.

Çağ atlayan Sağlık sisteminde ise sadece mezarda tedavi imkânını bulabiliyorlar.

Tabii her yerde olduğu gibi sağlıkta da iktidar torpilileri hariç. Bu kesim için muayene olabilmekte, tedavi olabilmekte, hatta ve hatta Yoğun Bakım odalarında yatak bulabilme bile sorun değil.

Ya da çok paran varsa her yerde tedavi imkânınızı bulabilirsiniz.

Ekonomimizi anlatmaya bile gerek yok. Çünkü birebir yaşıyoruz. Ekonomik olarak tamamen dibe çakılmış durumdayız.

Bir de en önemli sorumuz, hatta ve hatta hayati derecedeki sorunumuz “ADALET” var.

Yargı erkini tamamen elinde bulunduran iktidar istediği kararı aldırıp, istediğini serbest bırakabiliyor.

Şayet iktidar cenahından değilseniz!..

Hiçbir suçunuzda olmasa dahi…

Ağzınızla kuş bile tutsanız…

Nafile…

Yalancı, Yardakçı, Satılmış insanların iftiraları ile ne kendinizin ne de çevrenizin bu kaostan kurtulabilmesi imkânsız.

Şimdi birde, PKK ile yeni yapılmaya çalışılan çözüm süreci var.

Şüphe yoktur ki;

Bütün iktidarlar için, iktidarı kaybetmeme uğuruna her dönem mutlaka bir çözüm yolu vardır.

Bunun adı, Dış güçler olur, PKK olur, Fetö olur, tepki mitingleri olur.

Ve iktidarların karşısında mutlaka bir düşman bulunur.

Şu anda da PKK ile yapılmak istenen çözüm sürecinin yine başarıya ulaşmayacağı kanısındayım.

Bu ülkede iktidarı kaybetmemek adına yapılabilecek her şey mubah.

Elbette ki; biraz akıl müzakeresi yapan insanlarımızın bunun Anayasa değiştirilerek yeniden seçilebilme imkânının doğabilmesi adına yapıldığını görebiliyorlar.

Anayasayı değiştirilebilmek için mevcut Ak Parti – MHP birlikteliğinin milletvekili sayısı yetmediği için, “Terörsüz Türkiye” vaadi ile bir üçüncü ortak DEM partiyi de birlikteliğe katarak yeterli çoğunluğa ulaşabilmek.

Tabii bu birliktelikte PKK’nin isteklerine verilebilecek tavizlerle olacak.

Umarım bu ülke önümüzdeki süreçlerde çok daha kötü önü alınamayacak durumlara düşmez.

Ülkemiz, ne kadar da karamsar bir tablo içerisinde değil mi?

Ama maalesef bunların hepsi gerçek ve hepsini birebir yaşıyoruz.

Rabbim bu güzel ülkemizin, insanlarımızın geleceklerini hayırlı eylesin… (Amin)

Bayramınızı en içten duygularımla kutlar, az da olsa bayram mutluluğunu yaşayabilmenizi temenni ederim.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Yorum Ekle
    Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
    Yorumlar (0)
    google-site-verification=CzWYeDolIkRX-_VevWsC8kOwDS0VIUnRa0dCFUBRGDM
    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.