SON DAKİKA
Hava Durumu

MÜZİK ALETLERİNİN KEŞFİ

Yazının Giriş Tarihi: 08.05.2025 14:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.05.2025 14:11

Hiç fark ettiniz mi? İnsanoğlunun hiç birinin müzik dinleme alışkanlığının bir olmadığını. Kişiler dinlediği müzikle eğlenir, hüzünlenir, efkârlanır, hatta tasavvuf müziği ile ALLAHA olan kulluğunun farkına varmak ister.

Buradan anlatmak istediğim ise müzik değil. Bu müziğin meydana gelmesini sağlayan aletler, yani enstrümanlar.

Müziğin tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar uzun bir geçmişe dayanır. “RUHUN GIDASI” olarak adlandırılan müzik, tarih boyunca kimi zaman bir iletişim aracı, kimi zaman duyguların iyi bir aktarıcısı, kimi zaman da bir hastalığın iyileştirilmesinde yardımcı tedavi olarak kullanıldı.

Müziğin gelişimi, icat edilen müzik aletlerinin gelişimiyle birlikte ilerledi. Peki, hangi müzik aleti ne zaman keşfedildi? Gitardan başlayalım.

GİTAR: Tarihi 1500’lü yıllara kadar dayanır. Gitara benzeyen telli çalgıların Hitit uygarlığından bu yana var olduğu tahmin ediliyor. Gitarın İran yoluyla Arap dünyasına, Arapların İspanya’yı fethiyle Avrupa’ya geçtiği kabul edilmektedir.

Mağrip ve Ladin gitarları 12. Yüzyılda görülür ve 15. Yüzyılda UD’a benzeyen lavtaya doğru gelişerek “Mandala” ya da “Mandora” adını alır. Günümüzde kullanılan gitarın benzeri olan, çalması ise 1500’lerin sonunda uygulanmaya başlar.

KEMAN: Yaylı bir çalgı olan keman, 1500’lü yıllarda yaşayan Andrea Amati tarafından İtalya’da icat edilmiştir. Kemanın yapımında, Türklerin kemençesinden esinlendiği söylenir. Bazı kaynaklarda, Arapların Rebabından geliştirildiği de öne sürülür.

16. ve 17. Yüzyıldaki keman yapım ustaları Nicola Amati, Paola Maggini, Guiseppe Guarneru, Antonio Stradivarius kemana son şeklini vermişlerdir. Keman günümüzdeki biçimini 19. Yüzyılda almıştır.

BAĞLAMA: Bağlama ve ailesi olan sazların kökeni, bir Türk çalgısı olan kopuza dayanır. Kopuz mızraplı sazların, Iklığ ise yaylı sazların atası olarak bilinir. Mızraplı sazların atası olarak bilinen kopuz, Türklerin en eski sazlarından biridir.

500’lü yıllardan itibaren kullanıldığı bilinen bağlama Anadolu, Orta Asya ve Sibirya Türkleri tarafından halen müziğin bir parçası olarak kullanılan bir enstrümandır. Bağlama adına, ilk olarak 18. Yüzyıl metinlerinde rastlanır.

PİYANO: Müzik tarihinde önemli bir mihenk taşı olan piyano, 1700’lü yıllarda İtalya Floransa’da Bartolommeo Cristofori, tarafından icat edildi. Cristofori’nin en büyük başarısı, çekicin tellere vurmasıyla ses çıkması sağlanan piyanoda, çekicin hızlı şekilde tellerden ayrılarak sesin sönümlenmesi sorununu çözmesidir.

Dünyada iz bırakan Beethoven, Chopin, Lizst, Handel, Haydn ve daha birçok önemli bestecinin vazgeçilmezi olan piyano modern olarak, büyük ölçüde Mozart dönemi olarak da anılan 70 yıllık bir süreçte; 1790-1860 yılları arasında şekillenmiştir.

KLARNET: Üflemeli çalgılar arasında önemli bir yere sahip olan klarnet, Almanya’da Johann Cristop Denner tarafından 1690 yılında icat edilmiştir.

Denner, chalumeau adı verilen bir enstrümanı temel alarak klarneti geliştirmiş; oğlu Jacob’un yardımı ile iki parmak tuşu daha ekleyerek enstrümanın müzik aralığını iki oktavdan fazla artırmıştır. Geliştirilmiş ses aralığı ve dikkat çekici sesi ile klarnet kısa sürede orkestralarda kendine yer bulmuştur. Mozart 1791’de klarnet için birkaç parça yazmış ve Bethoven’in ilk yıllarında (1800-1820) tüm orkestraların standart bir enstrümanı haline gelmiştir.

DAVUL: İnsanoğlunun en eski müzik aletidir. Davul tarih boyunca kimi zaman ayinlerde, kimi zaman savaşlarda,

kimi zaman haberleşmede, kimi zaman dans etmek ve müzik için kullanıldı. MÖ 3500 yıllarında, insanların bir çerçeve üzerine geçirdikleri hayvan derisinden yaptıkları davulları çaldıkları bilinir.

Davul, Müslüman fetihleri ile Avrupa’ya ulaşmış, 15. Yüzyılda süvarilerin kullandığı davul ve trampetler, 17. Yüzyıldan itibaren orkestralara girmiştir.

BATERİ: Uzun bir geçmişi bulunan davulun gelişimiyle oluşturulmuş bir vurmalı çalgıdır. Bateri ilk olarak 1900’lerin başında görülmüş ve o tarihten beri kullanılmaya devam etmiştir. 1800’lerin sonunda orkestralarda davul, trampet ve zilleri ayrı ayrı insanlar çalıyordu.

Bateri bu müzik aletlerinin bir araya gelmesiyle oluşturuldu ve özellikle 1950’lerden sonra müzik gruplarının popüler olmasıyla beraber dünyaya yayılmaya başladı.

KANUN: Doğu müziğinin vazgeçilmez müzik aletlerinden biri olan kanun, Farabi tarafından icat edildiği söylense de tarihçiler bunu rivayet olarak kabul eder. Antik çağda Mısır ve Sümerler tarafından kullanıldığını gösteren bazı tarihi belgelerde bulunur. Bununla birlikte eski bir Arap rivayetine göre ise kanun, İbn-i Hallegan tarafından icat edilmiştir.

Kanun, Müslüman Araplar aracılığıyla 12. Yüzyılda Endülüs üzerinden Avrupa’ya geçmiş ve piyanonun ataları sayılan klavikord ve kravsen gibi çalgılara da esin kaynağı olmuştur.

UD: İnsanoğlunun yaptığı en eski telli çalgılardan olan UD’un atası sayılabilecek ilk çalgıların, Eski Mısır’da MÖ 1300’lü yıllarda yapıldığı sanılıyor. Antik Mısır’dan kalma kilden kabartmalar da UD’a benzer bir çalgı betimlenmiştir.

Ud sözcüğü ilk kez 7. Yüzyılda ait Arapça metinlerde geçer. Ama sonraki İran Arap metinlerinde barbut, ud ve tunbur (Tanbur) terimlerinin kullanıldığı görülür. Farabi’nin ud çaldığı ve çalgıda bazı değişiklikler yaptığı bilinir. Bunların en önemlisi, UD’un dörtlü aralıklarla akordlanan dört teline eklediği beşinci teldir.

Görüldüğü gibi müzik aletlerinin bir kısmının tarihi geçmişini açıklamaya çalıştım. Yaşamınızı, sevdiğiniz müziklerle geçirmeniz dileklerimle. 7/5/2025 Necati KONAKCI

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Yorum Ekle
    Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
    Yorumlar (0)
    google-site-verification=CzWYeDolIkRX-_VevWsC8kOwDS0VIUnRa0dCFUBRGDM
    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.