SON DAKİKA
Hava Durumu

ÇAY

Yazının Giriş Tarihi: 15.08.2022 16:56
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.11.2022 12:25

ÇAY

       İçtiğimiz her yudumda minnet duyduğumuz, saygı gösterdiğimiz bir içecek. Hele birde çalışıyorsak, kendimize çay yapacak vakit dahi bulamayız.

     Çay ilk olarak milattan önce 2737 yılında, Çin’de medikal olarak kullanılmıştır. Zamanla çayı suyla bir araya getirip içeceğe dönüştürülmüş. İlk içilebilir halde kullanılması ise 10. Yüzyıla denk gelir.

     Burada çayın tarihçesinden bahsetmek istemiyorum. Ancak şunu da açıkça belirtmemiz gerekir. İlk çayla tanışmamız Osmanlı zamanında İstanbul’da birkaç dükkanın çay ithalatı yapmasıyla başlamış. Çayın değerli ve güzel bir içecek olduğunu farkeden II.Abdülhamid Çin’den getirilen fidanları Bursa’ya diktirmiş, ancak ekolojik olarak yetiştirmek mümkün olmamıştır.

     Daha sonra ATATÜRK, Türkiye topraklarında yetiştirebilecek bir bitki olan çayın yaygınlaşması için çalışmalara başlamıştır. Kahvenin pahalı olması nedeniyle çay, daha ucuza imal edilebilen ve kolay ulaşılabilen bir içecek olmuştur.

     1924 yılında devlet tarafından Rize’de çay yetiştirilmesi konuşundu bir yasa çıkarılmıştır. Ülkemiz artık çay konusunda dünyada hatırı sayılır bir noktada yer almaktadır.

     Kişi başına ortalama 6.87 Kg. çay tüketimiyle Ülkemiz, dünya üzerinde en çok çay tüketen bir konumdadır. Aslında burada şöyle desek bence daha doğruyu söylemiş oluruz. (DÜNYA ÜZERİNDE ENÇOK TOZ ÇAY TÜKETEN BİR KONUMDAYIZ)

     Buradan Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğüne sormak istiyorum. Çay içiyor musunuz? Cevabınızın EVET olduğunu duyar gibiyim. Peki içtiğiniz TOZ ÇAYMI? Yoksa YAPRAK ÇAYMI? Net bir cevap alır mıyım bilmiyorum. Ükemizde TOZ ÇAY haricinde bir çay satıldığını dahi sanmıyorum. Kocaeli’nde resmi ve özel kurumlar ve hatta evlerinde YAPRAK ÇAY demleyen var mı?

     Kendimden örnek vereyim. Ben 60 yaşında bir Türk Vatandaşıyım. 5 senemi saymazsam eğer, 55 senedir evimizde çay demlendiğini bilirim. Ama hiçbir zaman yaprak çay ile tanışamadım. Bundan yaklaşık 10 sene önce Avrupa’dan gelen bir çay paketini açana kadar. Toz çaya öyle alışmışık ki paketin içinden yaprak çay çıktığında şaşırmıştım. Demlediğimizde ise daha çok şaşırdım çünkü süzgeç kullanmaya dahi gerek kalmamıştı.

     Aldığımız çayları evde kavanoza boşaltırken, toprak yoldan bir araç geçerken nasıl toz kaldırıyorsa, çay paketlerinden de bu şekilde toz kalkmakta. Üstelik bu toz çaya da 100 TL civarında ücret ödüyoruz.

     Demlediğimiz çayı ne kadar ince süzgeçten geçirirsek geçirelim, tozun bardağa geçişini engelleyemiyoruz. Toz mu içiyoruz, çay mı içiyoruz belli değil.

     “ELE VERİR TALKIMI, KENDİ YUTAR SALKIMI” Bu deyimi hepimiz duymuşuzdur. Peki şimdi bu deyimi çay için kullansak nasıl olur dersiniz?

     “DÜNYAYA SATARIZ ÇAY YAPRAĞI, KENDİMİZ YUTARIZ ÇAY TOZUNU”

     Bakalım bir gün kendi Ülkemizde yetişen yaprak çayı içmek, bizlere de kısmet olacak mı?

     Elbette ki ihracata karşı değiliz, ancak ömür boyu TOZ ÇAY içecek bir MİLLET’te olmayalım.

                                                                                               

                                                                                                  Necati KONAKCI

                                                                                                     15/08/2022

                                                                                                  0552 924 91 90

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Yorum Ekle
    Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
    Yorumlar
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.