Evet, kabul ediyoruz ki sivil toplum örgütleri çok önemlidir.

Hele hele gelişmiş ülkelerde; ehemmiyeti tartışılmaz kurumların başında yer almaktadır.

Az gelişmiş veya gelişmekte olan; demokrasinin yeterince kabul görmediği ülkelerde ise; STK’ların kıymeti yok denilecek kadar azdır.

Bizim ülkemizde de sivil toplum kuruluşlarının önemi; yeni yeni anlaşılmaya başlandı.

Bu nedenle de siyasi güç; sivil toplum örgütlerini arka bahçesi gibi kullanmanın gayreti içinde olmuştur; olmaya da devam ediyor.

Gerçekten, çok güzel hizmetlere imza atan sivil toplum kuruluşları var ülkemizde ve içinde yaşadığımız ilde.

Projeleriyle, yaptıkları hizmetlerle, insanlara dokunuşlarıyla, çevreye katkılarıyla çok önemli sivil toplum kuruluşları bulunmaktadır.

Ancak; hiçbir şekilde topluma faydası olmayan;  riyada, gösterişte, havada, ön saflarda bulunan, bilakis toplumu sömüren, rant devşiren, STK’ların sayısı da oldukça fazla.

Özellikle Körfez’de ve Kocaeli’nde bu tip sivil toplum kuruluşlarının sayısı; azımsanmayacak kadar çok.

Düşünebiliyor musunuz;?

Körfez ilçede tam 356 tane sivil toplum kuruluş var; kağıt üzerinde.

Peki gerçek manada hizmet eden kaç sivil toplum örgütü var; biliyor musunuz?

Bir elin parmak sayısını geçmeyecek sayıda; etkili-yetkili-hakikaten bu işi yapan sivil toplum kuruluşu var en fazla.

Akşam yatıp; sabah dernek kuranlar var.

Kurduğu dernekle ‘kendini bir halt’ zannedenler var.

Göstermelik dernek ile ‘hava’ atanlar var.

Kimi, çevre edinmek için dernek kuruyor;

Kimi, çocuklarını işe yerleştirme için;

Kimi, siyasi rant devşirmek için,

Kimi ise, menfaat elde etmek için dernek kuruyorlar.

Kimileri ise şovmenlik yapmak için, dernekçilik yapıyorlar.

Dernekçilik, adı altında; yapmadıkları yanlışlık kalmıyor.

Kâğıt üzerinde yapılan denetimler; bu denetimlerinde yetersizliği, kendini bilmez insanların dernek açmasına neden oluyor.

Olmamalı.

Yolgeçen hanı gibi olmamalıdır.

Dernek başkanlığında, eğitim şartı aranmalı.

Bağış adı altında, toplanan paralar tam anlamıyla kayıt altına alınmalıdır.

Suiistimal edenlere ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.

Uzun zamandır dernekçilik faaliyetlerinin içindeyim.

Amacım topluma faydalı olmaktır.

Ancak öyle çirkin manzaralarla da şahit oluyorum ki;

Tiksinmemek elde olmuyor.

Dedim ya, dernekçilik adı altında şovmenlik yapanlar var.

Yok dernekmiş, yok platformmuş…

Yaptıkları hiçbir şey yok; ama bir şeyi çok iyi beceriyorlar.

Şovmenlik yapmayı; hava atmayı, menfaat elde etmeyi, oldukça iyi beceriyorlar. Bakarsanız aslında şovmenlikte bir kabiliyettir.

Tek başına bir ordu gibi; ekip ruhundan uzak bir şekilde fotoğraf karelerinde yer almak için çalışıyorlar.

Özellikle iftar programlarında bunu gördüm…

Bazı dernek ve oluşum başkanları; fotoğraf karesine girmek için; adeta ‘deli dana’ gibi ortalıklarda fırıl fırıl dönüyorlar. Fotoğraf karesine girmek için, özel gayret sergileyen şovmenler; fotoğraf çektirmeyi; sosyal medyada paylaşmayı, kendilerince ‘hizmet’ olarak görüyorlar…

Soruyorum şimdi sizlere;

Hangi dernek ve oluşum; şu içinde yaşadığımız Körfez’e bir değer kattı?

Hangisi bir kooperatif kurarak, üretime ve üyelerine katkı sağladı?

Hangisi; bir organizasyonlara imza attı?

Hangi bir dernek veya oluşum; öğrencilere el uzattı?

Hangi bir dernek ve oluşum; garibana-mağdura sahip çıktı?

Bu ve bunlar gibi hizmetlerde bulunan derneklerimiz elbette var; onları tenzih ederim... Her daim de yanlarında olmaktan mutluluk duyarım.

Modern dilenci gibi oradan buradan rant elde etmekten başka bir şey yapmayan dernek ve oluşum başkanlarına(!) itibar etmek; Körfez’e itibar etmemek demektir.

Yetkililer; kendilerini ziyaret gelen veya kendilerindan bir şey talep edenlere;

‘Dernek ve oluşumunuzun projeleri nedir; bu güne kadar neler gerçekleştirdiniz?’ diye sormalıdır ve yaptıklarına ve yapacaklarına göre muhatap olması gerekir. Unutulmamalıdır ki; gülün yanında var olan gül; sirkenin yanında olan ise sirke kokar. Devleti ve milleti temsil edenler, bunlara dikkat etmelidir.

Projesiz, vizyonu olmayan Sivil toplum örgütleriyle; yetkililerin bir araya gelmesi; yetkililere değer kaybettirir.

Ki, kaybettiriyor da…

Öyle dernek başkanları vardı ki;  derneğe ait bazı malzemeleri evinde kullandıklarını dahi biliyorum.

Aldıkları ve topladıkları ‘sponsorluk’ adı altında paralarla neler yaptıklarını da biliyorum.

Şovmen ruhlu bu kişiler; topluma bir şey veremezler.

Ekip ruhundan yoksun hareket edenler; şovmenlikten başka bir şeyde yapamazlar.

Şovmen ruhlu insanlara değer veren yetkililerde; vizyonu olmayan zayıf insanlar demektir.

Bilmenizi isterim ki;

Sivil toplum kuruluşları çok önemlidir.

Bunu hakkıyla yapanlarda var.

Onları da desteklemek herkesin görevi olmalıdır.

Unutmayın ki
‘Kendini yarış atı zannedenlere;

Prim vermek;

Hakikati gizlemekten başka bir şey değildir.