Sokakta simit satıyordu, şimdi patron oldu

Körfez’de, bir süre önce yaptığı atılımlarla adından söz ettirmeye başlayan İrfan Özkartal’ın yaşam öyküsü tam bir başarı hikayesi içeriyor. Yıllar önce sokaklardaki simit tezgahında başlayan öykü, aynı iş yerinin sahibi olup, daha sonra da zincirler kurmaya dayanıyor.

İrfan Özkartal’ın, birçok gence örnek olacak olan başarılı girişim öyküsü 1992 yılında Körfez’e gelmesiyle başlıyor. Akrabaları ve yakın arkadaşları ile sokaklarda başlayan simit satıcılığı, zabıtalarla kovalamacayla geçen yaşam öyküsü, simit fırını sahibinin teklifi ile önce ortaklığa, daha sonra da aynı işyerinin sahibi olmaya uzanıyor.

İrfan Özkartal’ın başarı çizgisi bununla da kalmadı ve sahibi olduğu Doydum Simit Unlu Mamüller adlı işletmeye yeni halkalar ekleyip, simitçi dükkanı görüntüsünden çıkartarak, kafe standartlarına taşıdı.

İrfan Özkartal kimdir?

İrfan Özkartal 1981 yılında Ağrı Tutak Dönertaş Köyü’nde doğdu. 2’si kız 7 erkek kardeşten biri olan Özkartal ve ailesi 1992 yılında Körfez’e geldiler. 2 yıl inşaat işçiliğinden sonra 1993 yılında simit tezgahı ile tanışan Özkartal, kardeşi ve amcaoğulları ile birlikte seyyar simitçiliğe başladı. Uzun süren bir simitçilik deneyiniminden sonra, 2008 yılında simit aldığı işyeri sahibinin teklifi ile simitçi dükkanına ortak oldu. 2010 yılında da mücadeleyi devam ettirdi ve ortağı olduğu işyerinin tamamını devir aldı. 5 yıldır, Doydum Simit adlı işyerinin sahibi olan İrfan Özkartal, evli ve 3 çocuk babası.

Bu güne nasıl geldiniz?

Simit tezgahını elime aldığım ilk günden itibaren mücadelem başladı. Ben ve akrabalarım ile bir gurup arkadaşım, zabıtalarla köşe kapmaca oynayarak simit satıp, ekmek paramızı kazanmaya çalıştım. Hayatım hep bu mücadele içinde geçti ve şimdi sokaklarda değil, işyerimin başında aynı hayat mücadelesini farklı ortamlarla devam ettiriyorum. Sokaklarda, kovalamacayla geçen hayat mücadelesi, bana iş hayatındaki zorlukları öğretti. 1992 yıllarında birlikte bu mücadele içine girdiğimiz kardeşim ve akrabalarım hepsi bugün aynı mücadele gücüyle kendi alanlarında iş sahibi oldular. Sokaklardaki mücadeleci yönüm, dürüst oluşum nedeniyle simit adlığım fırının sahibi bana önce ortaklık önerdi, daha sonra da tamamen işyerini devir etti.

Dünden bugüne ne değişti?

Bu fırından ilk simit almaya başladığımda, yalnızca seyyar satıcılar vardı. Sabahleyin gelir simit alır ve sokaklara çıkardık. Şu anda, Doydum Simit Tütünçiftlik Çeşme Sokak’ta merkez imalathane olarak yer alıyor. Burası hem merkez imalathane, hem de cafe  olarak hizmet veriyor. Yarımca Mimar Sinan Mahallesi’nde Mehmet Akif Ersoy Caddesi’nde de şubemiz bulunuyor ve yeğenim tarafından işletiliyor. Ayrıca, cefe şeklindeki iki şubemiz de Esentepe Mahallesi ve Tuğrul Caddesi’nde yine simit ve unlu mamüller çeşitleri ile hizmet veriyor. Derince 60 Evler’de de bir şubemiz mevcut ve şu anda tadilatta. Dün, yalnızca simit imal edip satan bu işyerlerimiz, şu anda 112 çeşit simit ve unlu mamül çeşidi ile halkımıza hizmet ediyor. Kurban Bayramı sonrasında da, Derince Yenikent’te bir şubemiz daha hizmete girecek.

İstihdam alanı oluşturuyor mu?

Eskiden simit fırınlarının yalnızca imalat ustaları istihdam edilirdi. Şu anda bizim işyerlerimizde 45 sabit eleman istihdamımız var. Seyyar tezgahlar ve cafelerde görev yapan diğer elemanlarla birlikte 55 kişi istihdam ediyoruz. Bu sayı, iş alanı genişledikçe ve yeni cafeler eklendikçe daha da artacaktır. Devir aldıktan sonra şubeleştiğimiz bu işyerinin, 40 kantinle bağlantısı var. Kocaeli Üniversitesi, Devlet Hastanesi, kadın doğum hastanesi, emniyet Müdürlüğü büfeler ve dahil olmak üzere 40 kantine ve 20 büfeye ürün verip, 10 sabit tezgahta da satış yapmaktayız. Tütünçiftlik Doydum Simit ve Yarımca Saray Simit olmak üzere iki ayrı imalathanemizle ihtiyaca cevap veriyoruz.

Sizin dışınızda patronluğa ulaşan var mı?

Sokaklarda ticarete başlayan insanlar mücadele etmesini de beraberinde öğreniyorlar. Duvardaki resim 1992 yılında çekildi. Bu resim, bir zabıta kovalamacası sonrasında belediye otoparkında çekildi. Resimde yer alan, sol baştaki Serhan Özkartal, benim kardeşim ve şu anda köyde kendi hayvan çiftliği var. Onun yanındaki Sait Özkartal, amcaoğlu ve Özkartarllar Unlu Mamülleri işletiyor. Onun yanındaki ise Kamuran Özkartal, yine amcaoğlu ve müteahhit olarak bina yapıp, satıyor. Yine resimde yer alan yeğenim Erkan Özkartal, Saray Simit Unlu Mamüllerin Genel Müdürü olarak görev yapıyor. Resimde benim dışımda yer alan akrabalarımdan bir kişiyi de depremde kaybettik. Gördüğünüz gibi, bu hayat mücadelesi insanları yılmadığı takdirde bir yerlere ulaştırıyor. Şu anda, hem simit ve unlu mamüller imal edip satan, hem istihdam oluşturan ve hatırı sayılır oranda vergi veren iş adamları olduk. Şimdi mücadelemiz, bundan sonrasında daha da ilerilere ulaşmak ve kapasitemizi arttırmak.

En iyi dönemi ne zamandı?

Simitçiliğin en çok para kazandırdığı dönem, otobanların yapıldığı, yolların kapandığı dönemlerdi. Bu dönemlerde har tıkanan trafik bizim için satışın artması demekti. Otoyollarda tamirat ve yapım, karayollarında tamirat olduğu zamanlar simit satışları katlanıyor. Şu anda da, simit çeşitlerinin artması ve içine malzeme konularak tad çeşidinin çoğalması sonucu simitçilik eski parlak günlerine dönmeye başladı.

Simidin tadını ne kaçırıyor?

Simitte titizlik ve hijyen çok önemli. Bir ara Çin ve Japon susamı kullanan arkadaşlarda oldu ve bunlar simitteki alışılmış tadı bozunca işyerlerini kapattılar. Kaliteden ve hijyenden ödün vermedik ve kazanan taraf olduk. Bugün, birçok kantine hizmet verebiliyor ve yeni şubeler açmaya hazırlanabiliyorsak hep bu konudaki tutumumuzdan kaynaklanıyor. Simitte sabit müşteri zor kazanılır, bu nedenle de kaybetmemek için damak tadını bozmamak, kaliteyi düşürmemek en önemli kuraldır. Vatandaşlarımız simit alırken özellikle hijyene dikkat etsinler ve gerektiğinde de uyarsınlar.