KIRK YAMA
Kırkyamayı hepimiz az çok biliriz. Muhtemelen hepimizin evinde var olmuştur. Bizim kültürümüzde kırkyama başka kültürlerde patchwork. Bendeki anlamı ise Anneannem ve tasarruf.
Rahmetli anneannemin el dikiş makinesi vardı.Makinesi onun için çok değerli idi.Üzerine nazar boncukları asar,her kullanmadan sonra güzelce yağlar öyle kaldırırdı.Bir gün yine açmış makinesini,koymuş yanına kocaman bir bohça.İçinde neler yok ki? Allı güllü basmalar, rengârenk pazenler, inceli kalınlı çeşitli kumaş parçaları. Sanki doğanın bütün renklerini bir bohçaya sığdırmış. Kumaşları almış eline üçgen üçgen şekiller veriyor,üçgenleri de teyelliyor.Ne yapıyorsun o kumaşlarla dedim:“üstümüze örtmek için örtü dikiyorum” dedi. Çokbilmiş halimle onlardan örtümü olur battaniye ya da pike alsana dedim. Anneannem biraz da kızarak “zamane çocukları ne olacak” dedi.“Sizler her şeyin bol olduğu zamana geldiniz.Bizim gibi yokluk çekmediniz.” Daha sonra kafasını kaldırıp sanki çok uzaklara baktı.Gözleri bulutlandı.Anlatmaya başladı: “Ülke kurtuluş savaşından çıkmış, yiyecek ekmeğimiz yok.Herkes elinden geldiğince bir şeyler üretmenin rızkını kazanmanın peşinde.Öyle değişik değişik kıyafetler nerde? Bayramdan bayrama kumaş bulursa büyüklerimiz kızlara fistan erkeklere kirlikle(gömlek) şalvar dikerlerdi.Bulamazlarsa olan kıyafetler elden geçirilir,yırtıklar yamanır,sökükler dikilirdi.O vakitler bir yamanın üstüne kırk tane daha yapar giyerdik,kimse bizi kınamazdı.Kimse bize gülmezdi.Sen yamalı giyiyorsun; sen hergün aynı kıyafetleri giyiyorsun demezdi.”Kısa bir zaman yolculuğu yapmıştık. Anlattıklarından sonra zamane çocuğu olmaktan utanmıştım. Bohçaya bir göz attım. İçinde ki kumaşlar en az on yıllık vardı.Sabırla biriktirmiş ve şimdi bir ihtiyacını gidermek için kullanıyordu.
Günümüzde artık çoğu şey hazır.El emeği ile yaptığımız şeyler çok az ve olana da kıymet verilmiyor. İhtiyacımızdan fazla kıyafetimiz var. Çok fazla dış görünüşe önem vermeyeninsanları üst başlarından dolayı eleştiriyoruz,küçümsüyoruz, dışlıyoruz.Toplum olarak artık yiyecek ekmeğimiz olmasa da görüntümüzün muhteşem olmasının peşindeyiz. Kıyafetisrafı ile ilgili yapılan araştırma verileri çok üzücü.
Türkiye İsraf Araştırması'na göre, bireylerin yüzde 37'sinin satın alıp hiç giymediği ayakkabı ve kıyafetleri bulunuyor, yüzde 36,8'i gardırobunu modadaki değişimlere göre düzenliyor.
Sonuç olarak; kırkyama ile yaptığımız yolculukla nerden nereye geldiğimizi kısaca anlatmaya çalıştım. Dünya kaynakların hızla tüketildiği, kıtlığın ve açlığın olduğu kötü bir sona doğra gidiyor. Elimizdeki kaynakları israf etmeden yarınları düşünerek harcamalıyız.
FATOŞ YÜRÜMEZ -SOSYOLOG
03 Ocak 2021 Pazar 14:38
YORUMLAR
- Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
YORUM EKLE